İsrail ve Filistin arasındaki gerilim, yıllar boyunca asla dinmedi. Geçtiğimiz günlerde ise birçok kişinin ölümüne sebep olan bir savaş başladı. Biz de İsrail ve Filistin arasındaki gerilime mercek tuttuk.
Kaynak 1, 2, 3, 4, 5
Bildiğiniz üzere 7 Mayıs akşamı Mescid-i Aksa’daki teravih namazında İsrail polisi tüm cemaate ses bombaları ve plastik mermilerle müdahale etmiş ancak tüm dünya yaşanan bu felakete sessiz kalmayı tercih etmişti.
Öncelikle bu durumun çok daha eskiye dayandığını belirterek başlayalım. 1917’den 1948 yılına kadar İngiliz mandası, Filistin’deki bir Yahudi devletinin kurulması için gereken zemini oluşturmaya başladı.
1799 – Napolyon, Filistin’in Yahudilerin anavatanı olduğunu söyledi.
1907 – Siyonist lider Haim Weizmann Azriel sonrasında Irak Kralı olan Faysal bin Hüseyin ile beraber ilk kez Filistin’i ziyaret etti.
1916 – Orta Doğuyu İngilizler ve Fransızlar arasında paylaştıran Sykes-Picot Anlaşması gizlice yapıldı.
1917 – Balfour Deklarasyonu yazıldı. İngilizler bu toprakların ‘Yahudilerin milli yuvası’ olacağını vadetti.
1922 – Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti), Filistin’deki İngiliz mandasını kabul ve Filistin’in Yahudilerin anavatanı olmasına yardım etti.
1937 – Peel Komisyonu Filistin’in bölünmesini teklif etti. Ülke Yahudi ve Arap devleti olarak ikiye ayrılacak ve rapora göre Kudüs, Beytüllahim, Nasıra, Celile ve Akabe Körfezi’nin girişi manda yönetiminde kalacaktı.
Artık İsrail haline gelen Filistin topraklarındaki Filistinlilerin %80’inden fazlası sürüldü ve ülkenin %80’i siyonistler tarafından ele geçirildi.
1947 – Birleşmiş Milletler tarafından Filistin için bir bölünmeye neden olan 181 kodlu ‘Barış’ Planı kabul edildi ancak Filistin halkı bu planı reddetti.
1948 Aralık – Birleşmiş Milletler, Filistinlilerin göç etmek durumunda kaldıkları topraklara geri dönmelerini, kutsal mekanların korunması ve Kudüs’ün uluslararası bir yönetime geçmesini ifade eden 194 sayılı kararı onayladı.
1948 yılında yaşanan olaylardan sonra 150 bin Filistinli İsrail’de kaldı ve vatandaşlık verildi ancak 1966 yılına kadar Filistinliler askeri yönetime tabi tutuldular.
1950 – Ürdün, Batı Şeria’nın idari kontrolünü aldı.
-
1956 – İsrail devleti Qalqilya, Kufr Qassem ve Khan Younis köylerinde yaşayan Filistinlileri katletti.
-
1964 – Filistin Kurtuluş Örgütü, Kahire’de kuruldu.
-
1966 – İsrail, As-Samu köyündeki Filistinlileri katletmeye devam etti.
-
1967 – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İsrail’in 1967 yılında işgal ettiği bölgelerden geri çekilmesi için 242 sayılı kararı çıkardı.
-
1967 – İsrail, Gazze ve Batı Şeria’da dahil olmak üzere Suriye’nin Golan Tepeleri’ni, Mısır’daki Sina Yarımadası’nı ve Filistin’in geri kalanını işgal etti.
İsrail’in Filistin’in geri kalanını işgal etmesinden hemen sonra Batı Şeria ve Gazze’de yerleşim yerleri inşa edilmeye başlandı.
Burada yaşayan Yahudilerin İsrail ordusunun himayesi altında silah taşımasına izin verildi. 1987 yılında 20 yıllık işgalin ardından Birinci İntifada işgal altındaki Filistin topraklarında başladı.
1970 – İsrail, Ürdün’deki Filistinlilere saldırdı. (Kara Eylül Olayları)
-
1973 – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Ekim Savaşı’nın (Yom Kippur Savaşı) ardından İsrail’in işgal ettiği bölgelerden geri çekilmesi çağrısında bulunan 338 sayılı kararı onayladı.
-
1974 – Arap Birliği, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü Filistin halkının yegane temsilcisi olarak kabul etti.
-
1976 – İsrail, Filistinli vatandaşların bin hektarlık arazilerine el koydu. Bu duruma direnen kitlesel örgütlenmelerin yaptıkları protestolar bastırıldı. Toprak Günü ilan edildi, ve bugün İsrail’in işgaline karşı direnişin adeta bir sembolü haline geldi.
1978 – İsrail ve Mısır Camp David Sözleşmesi’ni imzaladı. Bu anlaşmayla beraber ilk kez bir Arap ülkesi İsrail’i resmen tanımış oldu.
-
1982 – İsrail, Lübnan’ı işgal etti.
-
1982 – Birleşmiş Milletler, Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü’nü ilan etti.
-
1987 – İşgal edilen Filistin topraklarındaki birinci intifada başladı.
-
1988 – Filistin Kurtuluş Örgütü, İsrail devletini kabul ederek 242 ve 338 sayılı kararları resmen tanıdı.
-
1991 – Madrid Barış Konferansı yapıldı.
Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail arasında 1993’te sonuçlanan gizli müzakereler, modern Filistin tarihinin oluşmasını sağladı. Oslo Anlaşmaları barış için umutları artırdı.
Tabii nereden baktığınıza da bağlı…
1993 – Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail, geçici öz-yönetim düzenlemelerine ilişkin ilkeleri içeren I. Oslo beyannamesini imzaladı.
-
1995 – Filistin Kurtuluş Örgütü ve İsrail, Batı Şeria ve Gazze’nin belirli bölgelerinde Filistinliler özerklik verilmesine dair II. Oslo Anlaşmasını imzaladı.
-
1997 – Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail, İsrail güçlerinin Hebron’dan çekilmesini gerektiren bir anlaşma imzaladı.
-
2000 – Filistin Kurtuluş Örgütü ve İsrail, Camp David Sözleşmesi’ni yineledi.
-
2002 – İsrail, ikinci intifada’nın Batı Şeria’daki Filistin şehirlerini işgal etti.
2004 – Filistin Kurtuluş Örgütü başkanı Mohammed Abdel Rahman Abdel Raouf al-Qudwa al-Husseini yani sık bilinen adıyla Yaser Arafat öldü.
-
2005 – İsrail, Gazze’de ‘çözüm’ sürecine başladı.
-
2006 – Lübnan’da İsrail ile Hizbullah arasında savaş çıktı.
-
2008- Barış aktivistleri Gazze’ye iki gemiyle giderek demir attı ve İsrail’in uyguladığı blokajı engelledi.
-
2008 – İsrail’in Gazze’ye saldırması üzerine Gazze Savaşı başladı. (Operation Cast Lead)
-
2012 – İsrail, Gazze’ye bir kez daha saldırdı. (Operation Pillar of Defense)
-
2014 – İsrail 1967’den bu yana Gazze’ye yönelik en büyük saldırıyı yaptı. (Operation Protective Edge)
-
2015 – İsrail, Kenesset için erken seçim yaptı ve Likud Partisi’nden Benjamin Netanyahu tekrar kazandı.
Peki 2014’ten bu yana neler oldu?
-
2015 – İsrail’in, Avrupa Birliği’nin Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim yerlerinden gelen malları İsrail’den değil de yerleşim yerlerinden geldiği şeklinde etiketleme kararı üzerine Filistinliler ile görüşmelerde Avrupa Birliği yetkilileriyle teması askıya aldı.
-
2016 – İsrail ve Türkiye, Mavi Marmara Saldırısı anlaşma yaptı.
-
2016 – Amerika Birleşik Devletleri, önümüzdeki 10 yıl içinde İsrail için 38 milyar dolar değerinde askeri yardım paketini kabul etti. Bu durum *ABD tarihindeki en büyük anlaşmadır.*
-
2017 – İsrail, Batı Şeria’daki özerk Filistin topraklarında inşa edilen onlarca Yahudi yerleşimini geriye dönük olarak yasallaştıran bir yasayı kabul etti.
2017 – Eski ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ve İsrail’in 1967 savaşında Suriye’den ele geçirdiği ve daha sonra ilhak ettiği Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini tanıdı.
-
2018 – Birleşmiş Milletler ve Mısır, Gazze sınırındaki şiddet artışlarından dolayı İsrail ile Hamas arasında uzun vadeli bir ateşkes sağlama girişiminde bulundu.
-
2019 – Amerika Birleşik Devletleri, Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerini artık yasa dışı olarak görmediğini söyledi. Benjamin Netanyahu, üç ayrı davayla bağlantılı olarak rüşvet, dolandırıcılık ve güven ihlali ile suçlandı.
2020 — 28 Ocak’ta Donald Trump, önerilen barış planlarını başlattı.
Trump, yönetiminin önerdiği İsrail-Filistin barış planını, Filistinlilerin katkısı olmadan ABD ve İsrail diplomatları tarafından hazırlanmış bir şekilde açıkladı. Plan, Filistinlilere önemli ekonomik yardım sağlayacak bir iki devletli çözümü öngördü.
Birçok analist, planı tek taraflı olarak eleştiriyor, Filistin devletliği için imkansız gereklilikler öne sürdü ve İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesinin yolunu açtı.
Filistin otoriteleri planı hemen reddedildi. Planın açıklanmasının ardından, Netanyahu, Trump’ın teklifinde belirtildiği gibi Batı Şeria’nın bir kısmını ilhak etme planını açıkladı.
2020 yılının Eylül aylarında Arap ülkeleri ve İsrail arasındaki ilişkiler normale dönmeye başladı.
Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, son yirmi beş yıldır bunu yapan ilk Arap ülkeleri olarak İsrail ile diplomatik ilişkileri normalleştirmeyi kabul etti. Karşılığında, İsrail Batı Şeria’daki toprakları ilhak etme planlarını askıya alacağını duyurdu. Fas ve Sudan da daha sonra bu anlaşmayı imzalar ve İsrail ile ilişkileri normalleştirdi.
2021 — İsrail ve Filistin Krizi
Doğu Kudüs’teki Filistinlilerin tahliyesi ve El-Aksa Camii’ndeki çatışmalar, İsrail ve Hamas arasında çatışmayı körükledi. Gazze’de iki yüzden fazla insan ve İsrail’de en az on kişi hayatını kaybetti. Biden yönetimi, bir ateşkese arabuluculuk yaptı ve Filistinlilerle bazı ABD yardımlarını ve diplomatik temaslarını yeniden sağladı.
2022 — İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın bilançosu gittikçe ağırlaştı.
İsrail, Yahudi İsraillilere karşı Filistinliler tarafından yapılan saldırılara yanıt olarak Batı Şeria’da bir terörle mücadele operasyonu başlattı. Bu operasyon ve sonucunda ortaya çıkan artış, her iki taraf için de 2005’ten bu yana en ölümcül yılı oluşturuyor, bu şiddet artışı 2023’te daha da yükseliyor.
2023 — Hamas, İsrail’e karşı hiç beklenmedik bir saldırı gerçekleştirdi.
İsrail, yargıyı yeniden düzenleme yönündeki hükümet hamleleri nedeniyle iç karışıklıkla karşı karşıya kaldı, tüm bunlar 2022’nin İsrailliler ve Filistinliler arasındaki şiddetin yeniden arttığı bir zamanda meydana geldi. 2023’ün ilk dokuz ayı, Batı Şeria’daki çatışmalarla geçti.
İsrail medyasına göre, çatışmanın ilk saldırıları İsrail’de en az 250 kişinin ölümüne ve 1,500 kişinin yaralanmasına neden oldu.
Filistin Sağlık Bakanlığı ise, İsrail saldırılarında Gazze Şeridi’nde 232 kişinin öldüğünü ve 1,700 kişinin yaralandığını bildirdi.
Hamas’ın askeri lideri Mohammed Deif, grubun saldırısını, İsrail’in uzun süredir devam eden Gazze ablukası, Filistin topraklarının işgali ve Müslümanlara yönelik iddia edilen suçları nedeniyle gerçekleştirdiğini söyledi.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ise karşılık olarak İsrail’in Hamas ile savaş halinde olduğunu duyurdu. 2023 Ekim’indeki İsrail ve Hamas arasındaki çatışma, devam eden İsrail-Filistin çatışmasının son birkaç on yılda yaşanan en önemli tırmanışını işaret ediyor.
Şu anda olanlara ise yine ve yeniden tüm dünya gözlerini kapatıyor…
Ancak biz yorumu size bırakalım…